Dekanımızın Mesajı

Prof. Dr. Abuzer KENDİGELEN


Değerli gençler,​
İnsanlık tarihinin köklü kurumlarından biri olan üniversiteyi, gelişigüzel bir öğretim mekanından ayırt edecek en önemli vasıflarından birisi de sahip olduğu “gelenek”tir. Mensuplarına “yüksek” öğretim sunmaya talip olan her kurumun ya böyle bir geleneğin mirasçısı olması veya hiç değilse böyle bir gelenek oluşturmayı hedef edinmesi bir zorunluluktur.

Bu açıdan bakıldığında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Türkiye’nin en köklü hukuk fakültesi olmak gibi büyük bir imtiyaza ve bununla mütenasip büyük bir sorumluluğa sahiptir. Sözünü ettiğimiz imtiyaz fakültemizi öncelikle eşsiz bir yüksek öğretim geleneğinin sahibi ve devam ettiricisi kılmaktadır. Bunu takip eden sorumluluk ise öğretim kadromuzu ve yönetimimizi, miras olarak devraldığı birikimi daha da zenginleştirmek, bir sonraki adımda ise bu kurumun bir parçası olmayı tercih eden öğrencilerimizi bu ilim mirasından azami ölçüde faydalandırmak konusunda bir kat daha titiz olmaya zorlamaktadır.

Bir fakültenin iki temel faaliyet alanının “öğretim” ve “araştırma” olduğu kabul edilir. Fakültemiz öğretim alanında öteden beri yapageldiği üzere bugün de Türkiye’nin yetkin “hukukçu” ihtiyacını karşılamak konusunda en önemli vazifeyi üstlenmeye ve sizin de ilerleyen yıllarda kıymetini çeşitli vesilelerle takdir edeceğinizden kuşku duymadığım “İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Diploması”nı, yine değerli mezunlarıyla buluşturmayı sürdürmektedir. Bu mezunlar ailesinin niteliğinin niceliğinden de yüksek olması bizim için asıl başarı çıtasıdır. Bu amaçla geniş ve yetkin öğretim üyesi kadromuz tarafından sunulan lisans derslerinin yanı sıra, zengin bir seçimlik ders listesi, özel çalışma grupları, öğrenci değişim programları çerçevesinde Avrupa’nın önemli hukuk fakülteleri ile yapılan ikili anlaşmalar, işlevsel bir kütüphane gibi, öğrencilerimizin kendilerini geliştirmelerine fırsat tanıyacak çok çeşitli imkânları sunmaya devam ediyoruz.

Oldukça geniş ve nitelikli bir akademik kadroya sahip bulunmak dolayısıyla, araştırma alanında da fakültemiz Türk hukukunun gelişiminde yol gösterici konumunu dün olduğu gibi bugün de sürdürmektedir. Türk hukuk literatürünü kısaca gözden geçirmek, Türkiye’de yapılan doktora çalışmalarının kaç tanesinin hangi fakültede ve hangi hocaların danışmanlığında yürütüldüğüne ilişkin ufak bir araştırma yapmak bu iddianın arkasını doldurmaya yetecek ise de, fakültemizin öncü rolünün bu seviyede kalmadığı ayrıca belirtilmelidir. Nitekim bu bağlamda mezunlarımızın çeşitli kurumlardaki etkinlikleri bir tarafa, salt mevcut yahut emekli öğretim üyelerimizin, Türkiye’nin yakın ve uzak tarihindeki önemli kanunlaştırma hareketlerindeki öncü rollerine işaret etmekle yetiniyorum.

Yukarıda anılan iki temel faaliyet alanına ek olarak, “öncülük” vasfının beraberinde getirdiği başka sorumlulukları taşımaya da gururla devam ettiğimizi belirtmek isterim. Bu kapsamda fakültemiz bir yandan sadece kendisinin değil, İstanbul’un ve hatta Türkiye’nin pek çok hukuk fakültesinin öğretim faaliyetlerini de mevcut yahut emekli hocalarıyla desteklediği ve buralarda ülkemizin ihtiyaçlarının karşılanmasında hizmet vermeye devam ettiği gibi, bu fakültelerin yeni nesil öğretim kadrolarını yetiştirmek konusunda da özel bir rol üstlenmekte, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen genç akademisyenlerin lisansüstü çalışmalarını yürüttükleri bir ilim yuvası olmayı sürdürmektedir.

Tüm bu açıklamaların, bizimle yürümek isteyen genç arkadaşlarımıza, Fakültemize geldiklerinde karşılaşacakları ve zamanla bir parçası olacakları zenginlik hakkında bir fikir verebileceğini ümit ediyorum. Burada söz ettiğim zenginlik hiç şüphesiz “ilmî” bir zenginliktir; esasen bir hukuk fakültesi için başka türlüsü elbette düşünülemez. Bu zenginliği, ondan pay almaya talip olan her öğrencimizle paylaşmak bizim için en büyük mutluluk olacaktır.

Prof. Dr. Abuzer Kendigelen

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı